top of page

Paydaşlar Kiracı ile Ayrıca Bir Bedel Kararlaştırabilir mi?


Paydaşlar Kiracı ile Ayrıca Bir Bedel Kararlaştırabilir

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 2013/16103 E. 2014/8305 K. sayılı 24.06.2014 tarihli kararı


ÖZET


Yargıtay, paydaşların kiracı ile yaptıkları kira bedeli protokolünün sadece taraflarını bağlayacağını belirtmiştir. Davacı, protokole dahil olmadan fazladan tahsil edilen kira bedelinin paylaşımını talep etse de, Yargıtay, bu düzenlemenin davacıyı bağlamadığını ve protokolün geçerli olduğunu vurgulayarak mahkeme kararını bozmaya hükmetmiştir.


MAHKEMESİ: İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesi


Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.


KARAR


Dava, taşınmaz paydaşlarından bir kısmını teşkil eden davalıların kiracı ile kendi paylarına yönelik olarak yaptıkları kira sözleşmesi dolayısıyla tahsil ettikleri tutarların davacı paydaşa payı oranında ödenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davalı kiracıya yönelik açılan davanın reddine, davalı paydaşlar yönünden ise kabulü ile 3.300 TL bedelin davalı paydaşlardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.


1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının temyiz itirazları yerinde değildir.


2-Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Davacı vekili dava dilekçesinde; davaya konu 2 nolu bağımsız bölüme yönelik olarak müvekkili ile davalı ... Ltd. Şti. arasında 15.02.2007 tarihli kira sözleşmesi akdedildiğini, kesinleşen yargı kararı ile (Kadıköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/307esas-343 karar) taşınmazda pay sahibi olan davalılar özgür K..ve G.. K..’ın müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan kira sözleşmesine icazet vermek suretiyle taraf olduklarını, verilen bu icazet uyarınca aylık 700 USD olan kira bedelinden 175 USD’nin payı oranında davalı Ö.. K..’a ve 175 USD’nin payı oranında davalı G.. K..’a ödenmesi gerekirken, davalıların kiracı ile yaptıkları ayrı bir protokol nedeniyle daha fazla bir tutarın davalılara ödendiğini, davalı paydaşların kiracı ile imzaladıkları protokol sonucu aylık 700 USD kira bedelinin ¼ payına düşen 175’şer USD’den daha fazla olacak şekilde kira ücreti almalarının doğru olmayıp, 2012/Ağustos ve Eylül ayları için davalılara fazladan ödenen 3.300 TL nin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili; davacının daha önceki dönemde tahsil ettiği kira paralarına yönelik olarak ecrimisil davası açtıklarını bu davanın eldeki dava yönünden bekletici mesele yapılması gerektiğini, kiracı ile yapılan protokolün davalıların payına yönelik olduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece davalı kiracı hakkında açılan davanın reddine, davalı paydaşlara yönelik açılan davanın ise müşterek mülkiyete tabi bir taşınmazda hisselerin birbirinden bağımsız olarak kiraya verilemeyeceği, her paydaşın doğal ve hukuki semerelerden payı oranında yararlanma hakkı bulunduğu gerekçesi ile kabulüne ve davalılarca fazladan tahsil edilen 3.300 TL’nin taleple bağlı kalınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.


Davaya konu 2 nolu bağımsız bölüm tapuda davacı O..K.. adına kayıtlı iken kesinleşen yargı karı ile (Kadıköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/307 esas ve 2007/343 sayılı kararı) ¼ payının davalı S.. Ö.. K.., ¼ payının davalı A.. G.. K.. adına tesciline karar verilmiştir. Davalı Kahvebahane Tur. Ltd Şti ise 15.02.2007 tarihli sözleşme ile davacının kiracısı konumundadır. Sözleşmede kira bedeli 700 USD olarak belirlenmiştir. Taşınmazda sonradan pay sahibi olan davalılar davacı ile kiracı arasında imzalanan sözleşmeye16.05.2011 tarihli protokol ile icazet vermişlerdir. Protokolde ayrıca davacının yaptığı kira akdinden bağımsız olarak 01.06.2011 tarihinden itibaren kiracının ¼ hisse karşılığı davalılara 1.500’er TL kira bedeli ödeneceği kararlaştırılmıştır. Varılan bu kararlaştırma doğrultusunda kiracı tarafından davalılara 01.06.2011 tarihinden itibaren her ay için 1.500’er TL ödenmiş, yenilenen dönemlerde ise sözleşmeye uygun artışlar yapılmıştır. Davacı, davalıların icazet verdikleri sözleşme dışında kira bedeli belirleyemeyeceklerini, aksi durumda fazla yapılan ödemenin payı oranında paydaşlar arasında bölüştürülmesi gerektiğinden bahisle işbu davayı açmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık taşınmazda sonradan hak sahibi olan paydaşların icazet verdikleri kira sözleşmesindeki bedel dışında kiracı ile ayrıca bir bedel kararlaştırıp kararlaştıramayacakları noktasında toplanmaktadır. Kira parası bölünebilir nitelikte olduğundan paylı mülkiyete tabi bir taşınmazda her bir paydaş kendi payına yönelik olarak kira tespit davası açabileceği gibi bu konuda kiracı ile uzlaşmaya vararak diğer paydaşlardan bağımsız şekilde kira bedelini serbestçe belirleyebilirler. Kira parasının belirlenmesi konusunda paydaşların kendi paylarına yönelik olarak kiracı ile yaptıkları anlaşma sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği ancak taraflar açısından hüküm ifade eder. Somut olay bu çerçeveden ele alındığında davalı paydaşların kira bedelinin kendi paylarına yönelik olarak belirlenmesi konusunda kiracı ile yaptıkları 16.05.2011 tarihli protokol geçerli olup tarafları yönünden bağlayıcıdır. Davacının tarafı olmadığı söz konusu protokole göre davalılara işbu davayı yöneltmesi mümkün değildir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken hukuksal dayanağı olmayan gerekçe ile yazılı şekilde kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.


SONUÇ


Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 24.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Comments


bottom of page